Sosyal Medya >
Search
Oruçluyken insan neden daha kolay sinirleniyor?
Oruçluyken insan neden daha kolay sinirleniyor?

Oruçluyken insan neden daha kolay sinirleniyor?

Ramazan ayının içerisinde ya kendinizde ya da bir yakınınızda bu ay içerisinde artan sinirlilik halleri gözlemlemişsinizdir. Ramazan ayında trafikte insanlar daha kötü araba kullanmaya başlıyor, mağaza görevlileri ters cevaplar veriyor… Evet insan acıkınca sinirlenebiliyor, bunu ilk defa duymuyorsunuz, ama neden? Ne yediğiniz (ve ne yemediğiniz) doğrudan beyninizi etkiliyor çünkü vücudunuzdaki enerjinin %20’sini beyniniz tüketiyor. Bu yüzden de vücudunuza enerji girmediğinde gerçekten de beyninizin yakıtı bitiyor ve normalde yapmayacağınız şeyler yapabiliyorsunuz. Snickers “Açken sen sen değilsin” derken şaka yapmıyordu. Kan şekerinin düşmesi beynimizde hangi bölgeyi etkiler? Öz-kontrol ve şeker arasında nasıl bir ilişki var? “Hangry” nedir? Başa çıkmak için yapmak gerekenler nedir?

Bunun konumuzla ne alakası var?

Davranışlarınızı kontrol etmekte zorlandığınızda, artık sebebini daha iyi anlayacaksınız. Diyet yaparken neden kontrol elden gitmesin diye. Yemek öncesi zor işler ya da toplantı yapmayın diye. Önemli kararlar vermek için uygun durumda olun diye.
Kan şekeri, beyin ve hormonlar
Enerji. Nasıl arabanın motoruna enerji gerekiyorsa beynimize de enerji gerekiyor. Vücudumuza enerji 3 şekilde giriyor: karbonhidrat, yağ ve protein.
Oksijen kullanarak bunları yakıyoruz ve enerji açığa çıkıyor. Beyin için ise bunların hepsi uygun yakıt paketleri değil. Beyin glikoz kullanabiliyor yalnızca (Glikoz nedir?) bu yüzden de kandaki glikoz miktarı düşmeye başladığında acil durum alarmı veriyor. (Kıtlık yani ketosis modundayken keton cisimleri geçiyor glikozun yerine.)Kan şekeri düşmesiyle birlikte beyin büyüme hormonu, adrenalin ve kortizolün salınımını tetikliyor bu sayede kandaki glikoz miktarının azalması duruyor ve artmaya başlıyor. Büyüme Hormonu: İnsülini baskılar. İnsülin kandaki glikozu depolamakla görevlidir. Baskılanınca, kandaki glikoz seviyesi düşmez. Adrenalin: Heyecan hissine sebep olan hormondur. Yağ yakımını ve kana glikoz salınımını tetikler. Kortizol: Diğer adı stres hormonu. Hücrelerin insilün direnci geliştirmesine sebep olur. Karaciğerden kana glikoz salınmasını sağlar.
Adrenalin aynı zamanda “savaş veya kaç” tepkisine sebep olur, yani hızlı stres hormonudur. Kortizol ise uzun süre strese maruz kaldığınızda salgılanır, yani yavaş stres hormonudur. Kısaca acıktığınızda, kandaki glikoz miktarı düştüğünde stres hormonları salgılanmaya başlar.
Kan şekeri ile öz-kontrol ilişkisi
Öz-kontrol, adından da anlaşılabileceği gibi insanın kendini kontrol etme gücüdür, otokontrol diye de geçer. Öz-kontrol beynin prefrontal korteks dediğimiz tam alnın arkasındaki kısım tarafından yönetilir ve bir yerde kas gibidir, kullandıkça yorulur tükenir. Bu yüzden günün sonuna geldiğinizde daha sinirlisinizdir ya da gündüz diyetinizde olmayan bir şey yeme ihtimaliniz daha azken akşam pastalar börekler daha sık tüketilir, çünkü artık kendinizi kontrol etme yetiniz azalmıştır, yorulmuşsunuzdur. Bilim insanlarının yaptığı deneylere göre katılımcıların kan şekeri seviyesi azaldıkça öz-kontrol seviyeleri azalıyor ve şekerli içecek tüketince yeniden artıyor (referanslar en sonda var süper meraklı okuyucular için). Yani kan şekeri ile insanın kendini kontrol edebilmesi doğrudan bağlantılı. Ne demek bu, açken, kan şekeriniz düşükken pişman olabileceğiniz kararlar verebilirsiniz, yeterince net düşünemezsiniz.
Oruç tutarken de işte bunlar oluyor, kan şekeri düşüyor ve öz-kontrol azaldığı için sinirlilik hakim oluyor, insanlar sinirlerine daha zor hakim oluyorlar. İftardan sonra herkes pamuk şeker gibi oluyor çünkü 1- Kandaki şeker seviyesi normale dönmeye başlıyor 2- Parasempatik sinir sistemi sindirimi yapabilmek için vücudu sakinleştiriyor (bunları da anlatacağım, stresliyken yemek yemek de bununla ilgili.)
İşte “hangry” denilen hungry ve angery kelimelerinin bir araya getirilmesiyle yaratılmış ve çokça kişinin deneyimlediği açken sinirli olmak buna bağlıdır.
 
Öz-kontrol gerektiren durumlar
  • Düşünceleri kontrol etme
  • Duyguları kontrol etme
  • Dürtülere karşı çıkma
  • Dikkat verme, dikkatli olma
  • Seçim yapma, karar verme
 
Öz-kontrol gerektiren davranışlar
  • Diyet yaparken yediklerine dikkat etme
  • Aşırı harcama yapma
  • Kışkırtma sonucu sinirlenme
  • Cinsel dürtüler
  • Akıl yürütmeyi gerektiren durumlar
 
Kişiler arası ilişkilerde öz-kontrol gerektiren durumlar
  • Kendini başkalarına beğendirmeye çabalamak
  • Kötü davranan birine iyi tepkiler vermek
  • Zor ve talepkar insanlarla başa çıkmak
 
Öz-kontrol tükenmesinin zararlı etkilerinden korunmak için
  • Espri anlayışı ve kahkaha
  • Pozitif hisler içerisinde olmak
  • Uygulama niyetleri (eğer… o zaman)
  • Sosyal hedefler (insanlara yardımcı olma, iyi ilişkilere sahip olma)

TL;DR

  • Açken beynimizin ihtiyacı olan şeker seviyeleri azalır
  • Stres hormonu salgılarız
  • Kendimizi kontrol etme yetimiz zayıflar
    Referanslar Baumeister, R. F., Vohs, K. D., & Tice, D. M. (2007). The strength model of self-control. Current directions in psychological science16(6), 351-355. Gailliot, M. T., Baumeister, R. F., DeWall, C. N., Maner, J. K., Plant, E. A., Tice, D. M., … & Schmeichel, B. J. (2007). Self-control relies on glucose as a limited energy source: willpower is more than a metaphor. Journal of personality and social psychology92(2), 325. Mergenthaler, P., Lindauer, U., Dienel, G. A., & Meisel, A. (2013). Sugar for the brain: the role of glucose in physiological and pathological brain function.Trends in neurosciences36(10), 587-597. Muraven, M., & Baumeister, R. F. (2000). Self-regulation and depletion of limited resources: Does self-control resemble a muscle?. Psychological bulletin126(2), 247.
Related Posts
Leave a Reply

Your email address will not be published.